Konuşmalarını dinlerken; paragraf aralarında, satır aralarında, cümle başlıklarında seyrederiz insanların kişiliğini. Bazen cümle şöyle başlar; "Hakikaten" "Gerçekten" "Gerçekten", "hakikaten" derken ne demek ister insanlar acaba? Belki de demek istedikleri; "Bakmayın bu konuşulanlara, gerçek değiller ama şu benim konuştuğum, şu cümle var ya, hani şimdi söyleyeceğim, işte o gerçek ve hakikat...!" İnsanın ne garip hakikatidir bu! Adeta kendi dışındaki dünyaya yabancı ve yalancı gözüyle bakar. Kendisi de diğerinin 'yabancı' ve 'yalancısı' gibidir. Aslında kandıran cümlelerden öyle müzdariptirler ki, söylediklerine de dinlediklerine de güvenemezler. Cümlelerinin arasına "gerçekten" "hakikaten" kelimelerini yerleştirerek, 'o cümleyi’ ya da ‘o anı’ yanıltan sözlerden ayrıştırmak isterler. Birileri soruverse; Niye, yoksa diğer söylediklerin ‘gerçek’ ‘hakikat’ dışı mıydı? diye. Gerçekten v...